Terörsüz Türkiye: Milli Beraberlik ve Devlet Aklıyla Terörün Tasfiyesi!

Türkiye, terör belasıyla ortaya çıkan 40 yılı aşkın sancılı ve kanlı bir dönemi geride bırakıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tüm siyasi riskleri göze alarak sergilediği kararlı duruşları ile milletin azmi; devletin stratejik aklıyla birleşerek Terörsüz Türkiye’yi inşa etti.

Yarım asrı bulan terör belası, sadece güvenliğimizi tehdit etmekle kalmadı; ekonomik kalkınmamızı, toplumsal barışımızı, kardeşlik hukukunu ve hatta uluslararası vizyonumuzu dahi sekteye uğrattı. Medeniyetlerin beşiği olan Anadolu’nun nice güzel şehri silahların gölgesinde yaşamak zorunda kaldı. Bu durum sadece fiziki değil, aynı zamanda psikolojik bir yıkımı da beraberinde getirdi. Kötü, karanlık ve kanlı günler yaşayan Anadolu için artık bu defter kapanıyor.

Terör Defteri Kapanıyor!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” vizyonuna duyduğu inanç ve liderliği, Devlet Bahçeli’nin milli duruşla verdiği destek ve milletimizin topyekûn iradesiyle birleşince Türkiye, adım adım terör belasından arındı. Örgütler silah bırakıyor, terörün beslendiği bataklıklar kurutuluyor.
Bu sürecin ardında sadece bir güvenlik stratejisi yok; bir gelecek vizyonu, bir adalet anlayışı ve milletin yeniden kardeşçe kucaklaşması var.

Bugün Türkiye, Irak’tan Kafkasya’ya kadar uzanan tüm sınırlarının çevresinde sadece kendisi için değil tüm bölge için güven ve istikrar alanı inşa ediyor. Dünyaya kardeşliğin anahtarını verip; barış, kardeşlik ve huzurun yol göstericisi oluyor.

Terörsüz Türkiye, bölgesel barışın ön sözleşmesidir. Çünkü Türkiye yalnızca kendisi için değil, tüm mazlum coğrafyalar için de bir model ülke haline geldi. Bu modelde silah değil, söz; baskı değil, adalet; ayrımcılık değil, kardeşlik var.

Terörsüz Türkiye: Güvenlikten Daha Fazlasıdır!

Birileri “Terörsüz Türkiye” projesini sadece bir güvenlik söylemi sanabilir. Veya şer odaklarının yaptığı gibi bu proje hükümetin bir oyunu olarak nitelendirilebilir. Oysa bu proje;

  • Jeopolitik etkinliğin artması,
  • Ekonomik kalkınmanın hızlanması,
  • Toplumsal barışın güçlenmesi,
  • Küresel saygınlığın pekişmesi demektir.

Yatırımın yolu barıştan geçer. Üretimin temeli güvenliktir. Toplumsal gelişimin mayası ise kardeşliktir. İşte “Terörsüz Türkiye”, tüm bu alanlarda eş zamanlı bir kalkınma vizyonunu temsil ediyor.

Her şeyden önce kırk yılı aşkın süredir akan kanın durması, tüm bölgede huzur ve güvenin tesis edilmesi, anaların göz yaşlarının dinmesi demektir; Terörsüz Türkiye.

Ekonomik Yeniden Doğuşun Kapısı Aralanıyor

Terörün sona ermesiyle Doğu ve Güneydoğu’da adeta yeni bir sanayi devrimi başlıyor. Bir zamanlar bombaların patladığı, köylerin hain teröristlerce basılarak insanların canice katledildiği şehirler, bugün organize sanayi bölgeleriyle, ihracat rekorlarıyla, genç girişimcilerle anılıyor. Silahların susması, kalkınmanın konuşmasıdır. Terörsüz Türkiye, aynı zamanda ekonomik yeniden doğuşun da adıdır. Can ve mal güvenliğinin kaygısı olmadan insanların huzur içinde yaşamasının garantisidir.

85 Milyonun Ortak Zaferi

Bu başarı ne sadece siyasetin ne sadece güvenlik güçlerinindir. Bu başarı; 85 milyonun ortak duası, ortak iradesi ve ortak cesaretiyle yazılmış bir destanın ta kendisidir. FETÖ tarafından 15 Temmuz 2016 günü planlanan hain darbe girişimine karşı milletin topyekûn verdiği mücadele gibi bu ülkedeetnik, mezhepsel, ideolojik hiçbir fark kardeşlik hukukunun önüne geçemeyecek;milletin iradesi, her türlü terör örgütüne galip gelecektir.

Unutulmamalıdır ki terör, sadece içeriden değil, dışarıdan da beslenen, yönlendirilen ve kullanılan bir araçtır. “Terörsüz Türkiye”, aynı zamanda küresel emperyalist planlara da büyük bir darbedir. Bu adım, sadece bir iç güvenlik zaferi değil, aynı zamanda Türkiye’nin bağımsızlığına, egemenliğine ve geleceğine atılmış sağlam bir temeldir.

Bugün çocuklarımız silah sesleriyle değil, kuş sesleriyle uyanıyor. Gençlerimiz örgüt kamplarında değil, bilim merkezlerinde yetişiyor. İşte bu yüzden “Terörsüz Türkiye”, yalnızca bir devlet politikası değil; gelecek neslin umududur. Bu süreç, akılcı devlet politikalarının, kararlı liderliğin, toplumsal dayanışmanın ve stratejik vizyonun bir eseridir.

Bugün terörün tasfiyesiyle birlikte Türkiye sadece kendine değil; tüm insanlığa umut olmakta, milyonların geleceğini karartan örgütlerin nefes boruları kesmektedir. Sınır ötesi operasyonlar,istihbarat gücü, teknolojik kapasite ve diplomatik atılımlar, terörün belini kırdı. Kazanan sadece Türkiye değil, tüm insanlık oldu.

Bu, terör belasının sonu iken yeni Türkiye’nin de bir başlangıcıdır: daha güçlü, daha üretken, daha huzurlu bir Türkiye’nin başlangıcı. Milletin kardeşliğiyle, devletin kararlılığıyla, tarihin çağrısıyla yükselen yeni bir dönemin başlangıcı.

Terörsüz Türkiye hayırlı olsun!