Bilindiği üzere Katolik Hristiyanların lideri Papa, Vatikan’ın da siyasi lideri yani bir dini liderin aynı zamanda ülkesi var. Önceki Papa Franciscus’un ölümü üzerine 8 Mayıs 2025 tarihinde Papa olarak seçilen Robert Francis Prevost veya bilinen adıyla 14. Leo göreve gelir gelmez ilk yurtdışı ziyareti olarak Türkiye’yi tercih etti.
Papa 14. Leo Türkiye’ye sadece diplomatik bir ziyaret yapmakla kalmayacak ayrıca İznik’te bulunan ve Hristiyan inancına göre; M.S. 325 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin tarafından ilk ekümenik konsil olarak düzenlenen “Birinci İznik Konsili”nin 1700. Yıl dönümünde bir anma ve ayin gerçekleştirecek ve bu ayin Hristiyan Ortodoksların onursal ruhani lideri olarak kabul edilen I. Bartholomeos ile birlikte yapılacak. Onursal diyorum çünkü bu inanç Batı Roma veya diğer bilinen adıyla Bizans’ın ruhani torunları olması dolayısıyla bugüne kadar taşınmış durumda. Oysa Ortodoks dünyasının sayısal ve siyasal olarak güce sahip lideri Rusya Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill yani Vladimir Mikhailovich Gundyayev’dir.
Birinci İznik Konsili’nin özelliği, Bizans İmparatoru I. Konstantin’in tüm Hristiyan liderleri bu konsile davet etmesiydi. İlk konsile -sayı kesin olmamakla birlikte- 318 piskopos katılmıştır. Madem tam 1700 yıl sonra bu ayin tekrarlanıyor ve anma töreni yapılıyorsa neden bu ayinde Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill de yer almıyor? Veya Yunanistan Başpiskoposu II. İeronimos, Sırbistan Patriği Porfirije, Romanya Patriği Daniel, Bulgaristan Patriği Neophyte, Gürcistan Patriği II. İlia, Antakya (Suriye) Patriği John X, Kudüs Patriği Theophilos III yer almıyor da sadece Papa 14. Leo ile I. Bartholomeos bu ayini yapıyor?
Şimdi ben buradan siyasi bir mesaj/analiz çıkartmakta haklı mıyım, değil miyim?
Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyaretinin programına bakıldığında I. Bartholomeos ile bir deklarasyon imzası görülüyor. Hemen önceki Papa ziyaretini hatırlayalım. 28-30 Kasım 2014 tarihinde o dönem Papa olan Papa Franciscus Türkiye’yi ziyarete gelmiş, I. Bartholomeos ile bir deklarasyon imzalamış ve I. Bartholomeos; “Artık ayrı ayrı hareket etme lüksüne sahip değiliz” mesajını vermişti.
Konunun arasına sıkıştıracağım ama tarihsel olarak bir ilginçlik daha var ki Türkiye’ye ilk Papa ziyareti 25–26 Temmuz 1967 tarihinde Papa VI. Paul tarafından yapılmış ondan sonra ise 28–30 Kasım 1979 tarihlerinde Papa II. John Paul, 28 Kasım – 1 Aralık 2006’da Papa XVI. Benedict (Benedictus), 28–30 Kasım 2014 tarihlerinde Papa Francis Türkiye’ye gelmiş. Dikkat ediyor musunuz hepsi 28 Kasım ile 30 Kasım arasında Türkiye’de kalmışlar ki son ziyaret tarihi de aynı tarihler arasında…
Tarihsel bir sembolünün olduğu açık görülüyor. Ve ilk defa İznik ziyaret edilerek 1700 yıl sonra Birinci İznik Konsili anılarak ayin yapılacak fakat burada Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill ve diğer ülkelerin patrikleri yer almayacak. Burada apaçık siyasi bir mesaj vardır! Türkiye’deki Ortodokslar ile Avrupalı Katoliklerin birlik-beraberlik ve dinsel ortak hareket etme mesajı verilirken Rusya’nın dini liderleri bu durumdan soyutlanmıştır. Bu durum Rusya için kışkırtıcılık taşımaktadır. Amaç, Rusya’ya mesaj iletmek değil de nedir? Amaç Rusya ve Rusya’nın destek olduğu Avrupa ülkelerini kışkırtmak değil de nedir? Yanlış anlaşılmasın soru soruyorum ben…
Fener Rum Patriği I. Bartholomeos, geçtiğimiz aylarda ABD Başkanı Donald Trump (Kendisi Protestan’dır) ile bir görüşme yapmış ve Türkiye’yi Trump’a şikâyet etmişti. Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ve Türkiye’de Hristiyan nüfusun arttırılması için çalışma yapılması gerektiğini ifade etti. Yani 34 yıldır Fener Rum Patriği olan ve tam 85 yıldır Türkiye’de yaşayan I. Bartholomeos, ülkesini başka bir ülkenin devlet başkanına şikâyet ediyor. 85 yıldır huzurla yaşamış, 34 yıldır rahatça hüküm sürmüş Devletin de çoğu zaman desteğini görmüş bir adam gidip ülkesini şikâyet ediyor. Hem de ne diye; Hristiyanlar azaldı diye… Üstelik 1971 yılından bu yana Devletin denetimini kabul etmediği için kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu hakkında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “Heybeliada’daki Ruhban Okulu ile ilgili üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız.” demişti. Ona rağmen şikâyet…Ayıp…
I. Bartholomeos, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında; Patrikhane’nin Ukrayna’ya olan ilgisini de dile getirerek: “Yaklaşık altı yıl önce Ukrayna Kilisesi’ne otosefali verdik. Bunu defalarca bizden talep ettiler ve Moskova’dan bağımsız olmalarının hakları olduğuna ikna olduk.” demişti. Rus Ortodoks Kilisesi, Fener Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna’daki kiliseye otosefali verme kararını ‘kanonik ihlal‘ olarak tanımlamıştı. Buradan da Ortodokslar arası güç savaşı yaşandığını; Rus Ortodoks Kilisesi ile Fener Rum Patrikhanesi’nin psikolojik savaş içinde olduğunu görmek çok zor olmasa gerek. Hal böyle olunca I. Bartholomeos, Kirill’e karşı 14. Leo ile birlikte hareket ediyor. Bu işin ortasında da Türkiye bırakılmaya çalışılıyor…
Şimdi biz istesek, “Vatikan Oyunları” adında bir kitap yazacak kadar konu buluruz. Yumuşak güç ve etki ajanlığı mı dersiniz, Cizvitleri mi dersiniz, NATO ve AB gibi yapıların toplantılarındaki medya yönetimini mi dersiniz, Türkiye’de yürüten Müslüman-Hristiyan (dinler arası) diyalog çalışmalarını mı dersiniz, Vatikan İstihbaratı SIV’i mi dersiniz… Saymakla bitmeyecek malzeme var.
Benim tek dileğim; Türkiye ile diğer dost ülkelerin dostluklarına, toplumsal yapılarına ve siyasal düzenine zarar verici hiçbir hamleye göz yumulmamasıdır. Yoksa Papa 14. Leo gelmiş, İznik’teki göl kenarında iki mum yakmış; Tanrınız kabul etsin, Allah’ın (c.c.) bundan pek memnun olacağını düşünmüyorum.
