Gelecekten Bir Yazı: Dijital Vatandaşlık Sistemi ve Topluma Geri Kazandırma Projesi

Bugün 22 Temmuz 2025 ve ben bu yazıyı çok daha ileriki yıllardan; 2050’den belki de daha sonrasından kaleme alıyorum…

Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün bir Kanunu oylamak için birleşiyor; Topluma Geri Kazandırma Projesi. Bu proje yaşadığı ekonomik kriz, aile içi şiddet ve toplumsal yozlaşma sebebiyle sokaklarda yaşamaya başlayan yüzbinlerce insanımızı ilgilendiriyor.

Küresel piyasaların güç kazanıp paranın dijital meta haline gelmesiyle, teknolojiden yoksun birçok insan parasız kaldı. Dijitalleşen para ile ortaya çıkan toplumsal statü ve puan sisteminde puanı yetersiz olan; eğitimsiz, mesleksiz, vasıfsız ve madde bağımlısı kişiler başta olmak üzere sisteme karşı görüş ve söylemleri olan insanlar toplumdan dışlandı. Özellikle küreselcilerle mücadele için çalışmalar yürüten dünyanın en büyük iş insanları dahi bu puanlamaya dahil olup evine ekmek alamayacak duruma geldi. Geçmişte İsrail karşıtı söylemleri olan kimse bugün dijital dünyada yaşayamıyor. Dijital ölüm hali denen bu sürece giren insanlar herhangi bir alışveriş yapamıyor, para kazanamıyor veya harcama yapamıyor; tam bir ölüm hali…

Türkiye de bu durumla mücadele etmek amacıyla bugün Topluma Geri Kazandırma Projesi’ni başlatıyor. İşsiz olan ve puanı düşük olup bankalardan işlem yapamayan, kredi alamayan veya herhangi bir banka işlemi yapmasına izin verilmediğinden maaş alıp ev kiralayamayan insanlar için başlatılan bu proje ile Devlet’in referans olması amaçlanıyor. Böylece puanı düşük olan ve dijital dünyada yaşamı son bulmuş insanlar için Devlet referans olacak ve puanının yükseltilmesi sağlanacak. İlk aşamada 10 puan Devlet Katkısı verilecek olan bu sistemle dijital dünyada dünyaya gelecek olan vatandaş, yeniden alışveriş yapabilir ve ev kiralayabilir duruma geçecek. Fakat bu devlet katkısını alması için öncelikle belli taahhütleri de vermiş olması gerekiyor. İsrail’i kutsamak, şeytana taptığını ilan etmek, Müslüman olmamak, belli bir ırkı veya milleti savunmamak bunların başında geliyor. Bunlar dışında kazandığı dijital paranın yüzde 25’ini küresel ekonomik sisteme bağışlamak zorunda. Alışveriş yaparken belirlenmiş markalar ve ürünler dışında herhangi bir alışveriş yapamaz, ürün ve hizmet alamaz.

Dijital Vatandaşlık Sistemi

2019 ve 2035 sonrasında yaşanan büyük küresel ekonomik krizler sonucu 2043 yılında tamamlanarak devreye alınan Dijital Vatandaşlık Sistemi ile israfın önüne geçilirken dünyaya fiziki olarak gelmişse de dijital varlığı bulunmayan hiç kimse insan ve canlı olarak kabul edilmiyor. Dünya nüfusu hesaplanırken Dijital Vatandaşlık Sistemi üzerindeki kayıtlar baz alınarak sayım yapılıyor oysa dünyanın birçok yerinde canlı, kanlı insanlar bu sayının dışında kalıyor.

Dijital Vatandaşlık Sistemi’nin dışında kalmak çok hızlı ve basit bir şekilde olabiliyor. Örneğin; İsrail ve Siyonizm’e hakaret eden bir söz ağzınızdan çıktığı anda Evren İzleme Sistemi tarafından yakalanıyor ve puanınızı sıfırlayarak Dijital Vatandaşlık Sistemi’nin dışına itilebiliyorsunuz.

Tabi ki sadece bu değil, alkol ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklar, aile içi şiddet davranışları, kirlilik ve bakımsızlık, izin verilmeyen ürünü satın alma teşebbüsü, hırsızlık, gasp ve cinayet gibi suçlara bulaşmak da Dijital Vatandaşlık Sistemi’nin dışına çıkmanıza neden oluyor. Bu geçmişte dünyada verilen idam cezalarına benzeyen bir ceza türü. İdam cezasında kişinin bedeni de ölüyorken Dijital Vatandaşlık Sistemi’nde sadece dijital varlığı yok oluyor. Ama bu ölüm gerçek ölümden daha acı verici oluyor çünkü Dijital Vatandaşlık Sistemi’nde ölmüş bir kişi hiçbir alışveriş yapamıyor, para kazanamıyor veya Dijital Vatandaşlık Sistemi’nde dünyanın en zengini kadar parası olsa da kullanamıyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi de Dijital Vatandaşlık Sistemi’nin dışında kalmış kişileri topluma geri kazandırabilmek adına küresel referans sistemine dahil olacak ve böylece Türkiye’de Dijital Vatandaşlık Sistemi dışında olan vatandaşların yeniden dirilmesi sağlanacak.

Geçmişten Bugüne Dijital Vatandaşlık Sistemi

2025 yılında toplumlararası ekonomik adalet tesis edilmiş ve özellikle uluslararası ekonomik sistem dijital metalar üzerine inşa edilmeye başlanmamış ve bu sistemler özellikle Siyonizm’in kontrolüne bırakılmamış olsaydı bugün dünyadaki hiçbir ülkede Dijital Vatandaşlık Sistemi sorunları yaşanmayacaktı.

Kanun ve ekonomik politikaların tüm insanlığın yararına inşa edilmesi gerekirken bireylerin ve şirketlerin yararına inşa edilerek ülkelerin Plütokrasi ile yönetilmeye başlaması bugün bu sonucu doğurdu. Dünyanın en büyük şirketlerinden olan The Trump Organization, Microsoft, Apple, Saudi Aramco, NVIDIA, Amazon, Alphabet gibi birçok dev şirketin bir zamanlar sahibi olan insanlar bugün Dijital Vatandaşlık Sistemi’nin dışında kaldığı için sokaklarda yatacak duruma geldi.

2025 yılında daha adil ve eşitlikçi bir ekonomik dağılımın dünyadaki ekonomik sistemi (ekosistemi) inşa etmek için gerekli olduğunun farkına varılmış olsaydı, bugün tüm ekonomik metalar tek bir elde toplanmamış ve o tek el ne isterse insanlık onu yaşıyor olmayacaktı.